Ozan İhlasi Şiirleri 14
Yatar Yerde
Kara yerde kara yerde Biter canlı biter yerde Konup göçen hani nerde Yiter canlı yiter yerde
Başlar öne eğilirken Batıyordu dalda diken Deme sakın daha erken Yeter dersin yeter yerde
Gözü görsen gözü görsen Sen sendeki özü görsen Dilsizdeki sözü görsen Tüter yanıp tüter yerde
Bismillahla başlar beden Canı canla işler beden İşler iken düşler beden Atar nabız atar yerde
Kalksın gözündeki perde Ne arasan vardır yerde Kurtlar içte ağaç yerde Yutar doymaz yutar yerde
Terler arı bal ile yaş İşler işi karınca baş Muhkem yapar yavaş yavaş Satar hüner satar yerde
Canlanınca yarış başlar Konuşurken dilsiz taşlar Yeryüzünde bütün kuşlar Öter durmaz öter yerde
İnsan yeri kazıp katar Tüccar alır tüccar satar Maden yatar cevher yatar Katar katar katar yerde
Solar BEKİR’in sümbülü Bin bir çeşit açan gülü Canlı doğup göçen ölü Yatar bir gün yatar yerde...>>
Yazar
Umutsuzluk değil Hakk’ın kapısı Kuluna kaderi önceden yazar Kitap önceden yazar Kalem inceden yazar Zerresi kaçmaz gözden Süzer inceden yazar Bu kusursuz düzen onun yapısı Kâğıtsız kalemsiz kaderi yazar
Rahmet kapısında onundur umut Ondan başkasından olur mu umut Elden olur mu umut Zulden olur mu umut Eldekini savurur Yelden olur mu umut Onu da seni de bir Yaradan var Evveli ahiri önceden yazar
Karanlık toprakta canlanan çiğit Mekândır yuvadır bülbülle güle Doksan dokuz yüz güle Yanağın da yüz güle Yâre dönüp bakınca Kulaç atıp yüz güle Damlayı deryaya çevirir Rabb’im İHLÂSÎ görmez önceden yazar...>>
Yazdı Felek
Şu gönlüme saray yaptım Ben yaptıkça bozdu felek Bilmiyorum kaç kez koptum Ben bağladım çözdü felek
Mamur ettim dört bir yanım Abad olur sandım canım Taş koydukça çöktü hanım Temelimi kazdı felek
Kale gibi duvar ördüm Taşlarımı söktü gördüm Aşk atına binip sürdüm Ben kaçtıkça kızdı felek
Yetiştirdim onca bağı Giremedim gerdi ağı Yükledikçe koca dağı Götürdükçe azdı felek
Tedbir aldım vermez fayda Fizahımsa arşta ayda Gönül yasta can hay hayda Öğüterek ezdi felek
Her gidişte başa döndüm Çözülmez bir düşe döndüm Yaz gelmeyen kışa döndüm Baharımda üzdü felek
İHLÂSÎ'yim gülem dedim Nedir bunca elem dedim Kaderimi silem dedim Ben sildikçe yazdı felek...>>
Yazlı Kışlı
O’ndan geldim geri O’na Yetiriyor yazlı kışlı Bir hakikat beni sona Götürüyor yazlı kışlı
Hazırlanır sonsuz göçün Aklım ermez niye niçin Sanki müjde vermek için Getiriyor yazlı kışlı
Zerre dâhil canlı cansız Akıl almaz gör imkânsız Dünya geniş ben mekânsız Yatırıyor yazlı kışlı
Diyar gurbet ele sürdü Bitti mühlet sona erdi Geldiğimde süre verdi Bitiriyor yazlı kışlı
Gözüm yoktur taht tacımda Hamle yapar son hücumda Bak Azrail başucumda Oturuyor yazlı kışlı
Hiçbir yere sığmayan baş Ağlar BEKİR gözünde yaş Neyi varsa yavaş yavaş Yitiriyor yazlı kışl...>>
Yazmalı Baştan
İnsan kapısıdır insanlık cennet Dost dediğin girip gezmeli baştan Han ile hancıya eylemem minnet Ârifân ârifçe sezmeli baştan
Oku öğren sende olan gerçeği Beden bir arıdır ruh da çiçeği Edep libasıdır erkân pürçeği Koyup eleklerden süzmeli baştan
Varlık da yokluk da bilirsen canda Dolaşır rotasız gönül ummanda Dünya gemi ahret denen limanda Sayfa sayfa durup yazmalı baştan
Dostunan yaramı sarayım derken İHLÂSÎ menzile varayım erken Bir dünya bitirdim yola giderken Nefs-i emmareyi ezmeli baştan...>>
Yele Ser
Zülüfleri top top serinde güzel Tara zülüflerin serinde güzel Ben aşığım ser güzel Zülfün yele ser güzel Telin derman dediler Yaram üste ser güzel Mecnunum aşkına serinde güzel Bu garip başımda yel eser güzel
Bakışın öldürür ya verem eyler Ya Mecnun ya Ferhat ya Kerem eyler Aşığım kerem eyler Aslı’ya Kerem eyler Uğraşır can almaya Yine de kerem eyler Kader tutar beni yolumdan eyler O mühür gözlerin şaheser güzel
Seni gören nasıl baksın ellere Boğum boğum kına yakmış ellere Ben aşığım dillere Bal damlayan dillere İnsaf merhamet eyle Salma beni dillere Senin için düştüm gurbet ellere İHLASÎ’den kalmaz bir eser güzel...>>
Yer Dediler
Canı canda özü özde Yan ateşte gör dediler Gözün içindeki gözde Aradığın var dediler
Kaş dikildi kirpik süzdü Düştüğünde yanan közdü Benim ile her gün gezdi Sana sadık yâr dediler
Döndüm divane divane Öğüttüler tane tane Her hücremde birer hane Yapan kimdir sor dediler
Dizlerime vurdum eyvah Olmayacak daha sabah Toprak yâre kıydım nikâh Ondan öte sır dediler
Gördüğüme ettim hayret Görüleni gör de seyret Anlamaya biraz gayret Edip kafa yor dediler
Karıştım fazl u kereme Nakış nakış her pareme Aman vermez öz yareme Hak şalını sar dediler
Kör kuyuda filizlendim BEKİR diyor hep izlendim Gidince onda gizlendim En sonunda yer dediler...>>
Yeri Var
Her şey ölür amma işin sonunda Ölmeyecek baki diri var diri Her canlı toplanır O’nun yanında Yaratır öğretir piri var piri
Güller ala çalar güneş de şua Belki bir dilekte belki bir dua O sığınacağın en sıcak yuva İnanmayanların zoru var zoru
İnanırsan eğer görünür göze Her nesnede kendin gösterir bize Lav’ın koru ne ki düşünce öze Yakmadan yandıran biri var biri
Secde eder kıyam durur tüm canlı Taş bile inanır her şey imanlı Nefes ile gezen can çok anlamlı Çözülmeyen nice sırrı var sırrı
Beyin vermiş bana hüner dilime Ne sorarsan yerleştirmiş ilime Ayrı ayrı tatlar vermiş âleme Şekersiz şerbetsiz arı var arı
Baksan şekil şekil yüzde görünür Derinde yüzeyde özde görünür Ölüde diride bizde görünür Gidip göreceksin varı var varı
Her sırrını kara toprak aklıyor Ne güzel her şeyi onda saklıyor Emreylemiş İHLASÎ’yi bekliyor Sonsuz bir mekânda yeri var yeri...>>
Yeri Var Daha
Bu yalan dünyanın esrarı başka Aldanma bahara karı var daha Halden hale girer başkadan başka Yaratan kudretin varı var daha
Oğlundan kızından bekleme hayır Ayrılabilirsen gel de sen ayır Can çıkarken yanar bil cayır cayır Görünmez ateşin harı var daha
Beşikten mezara uzanır yolun Omuzlar üstünde dolaşır salın Kabirden ötede ne olur halın Ötesi bilinmez sırrı var daha
Ne malın ne mülkün fayda sağlıyor Çok ağlayan bak üç beş gün ağlıyor En sonunda biri çenen bağlıyor Ölürken ayrılık zarı var daha
Toplanır dostların yolcu etmeye Daha erken dersin böyle gitmeye Girip de topraktan tekrar bitmeye Cansıza can veren yâri var daha
Günahın solunda sevap sağında Arasat Meydanı Araf Dağı’nda Omzundaki yükün çırpın ağında Ateşten cehennem şer’i var daha
Sanma ki ölünce sonun olacak Gözlerine kara toprak dolacak Haklılar hakkını elbet alacak Körkuyudan öte geri var daha
Cesedini cepsiz kefen saracak Her canlı gidecek orda duracak Son durağa İHLASÎ de varacak Saklayıp saracak yeri var daha...>>
Yerin Olsun
Başın eğme başa güreş Gör meydanda yerin olsun Yapmayasın boşa güreş Zor meydanda yerin olsun
Namertlere fırsat verme Kişiyi arkadan yerme Kibirlenip kibre girme Bir meydanda yerin olsun
Arkadan dolanır aciz Durmaz eder seni taciz Sözlerini söyle veciz Yer meydanda yerin olsun
Er meydanı er meydanı Peşrev çekip gör meydanı O Hakk’ın da var meydanı Gir meydanda yerin olsun
Akıllı ol aza güven Bilgin ile öze güven Bilek ile dize güven Dur meydanda yerin olsun
Ferasetin varsa eğer BEKİR der zahmete değer Cümle âlem verir değer Her meydanda yerin olsun...>>
Yerini Bil
Oturup mecliste geçerken başa Yerini bil sözünü bil kendin bil Kem söyleyip kuzgun kondurma leşe Serini bil tezini bil andın bil
Toplumda insanın hamına dikkat Fitnenin fesadın yemine dikkat Konuşurken sözün kemine dikkat Derini bil özünü bil bendin bil
İHLASÎ sözlerin dolaşsın dilde Nice âlim çıkar ararsan elde Su eksik olur mu ummanda gölde Yârini bil hazını bil fendin bil...>>
Yokluk Benim İle Gardaş
Yokluk benim ile gardaş Bölüştük böldük beraber Ne doyurdu ne de doydu Ağlaştık güldük beraber
Sadık dostum hiç gitmedi Çalıştım amma bitmedi Güreştim gücüm yetmedi Oynadık çaldık beraber
Oturdu kalkmaz kapımdan Faydalandı bu yapımdan Çok desti yaptı çapımdan Boşaldık dolduk beraber
Yattı kalktı zor eyledi Bu ömrümü zar eyledi Sanki benden kar eyledi Sarardık solduk beraber
Gözde gözyaşıma bakmaz Tuttu yakamdan bırakmaz Gelir gider benden çıkmaz Biz komşu olduk beraber
İHLÂSÎ’yim neye çare Yürek başım pare pare Gezdim dolandım avare Çok gittik geldik beraber...>>
Yola Yalvardım Yalvardım
Sevdiğimi al gel diye Yola yalvardım yalvardım Gözyaşlarımı sil diye Ele yalvardım yalvardım
Sen bana küsmüşsün niye Bir gül gönderdim hediye Tutunca incitme diye Güle yalvardım yalvardım
Dört mevsimde bahar yüzün Uğramasın yara hüzün Konuşurken sakın sözün Dile yalvardım yalvardım
Her gün hasretle koklaştım Ne buldum ne de ulaştım Sahraya düştüm dolaştım Çöle yalvardım yalvardım
İHLÂSÎ’yi yakmayasın Yüreğinden çıkmayasın N'olur yâri sıkmayasın Tüle yalvardım yalvardım...>>
Yoruldum
Gönül kervanıma yükledim gamı Götürsem yoruldum döksem yoruldum Her gün yaşıyorum ben bu idamı Otursam yoruldum baksam yoruldum
Mamur ettim tahkim ettim fendimi Ne zalimmiş gizli yıkmış bendimi Bulamadım ben kendimde kendimi Getirsem yoruldum aksam yoruldum
Gidem dedim kader kesti yolumu Bu gurbet el kökten kırdı kolumu Ak göksün üstünde biten gülümü Yetirsem yoruldum söksem yoruldum
İHLASÎ’yim ben derdimi hiç demem Tabip bilmez yara bende dem bu dem Yardan başka bulunmaz ki çare em Bitirsem yoruldum çeksem yoruldum...>>
Yorulmadın
Felek beni sen pazarda Sata sata yorulmadın Bütün günüm ahu zarda Çata çata yorulmadın
Düşürdün sen kaç bin kere Ölmeden soktun kabire Çaldın her gün yerden yere Ata ata yorulmadın
Kış eyledin bana yazı Ne karaymış bende yazı Başta tuttun hep haksızı Tuta tuta yorulmadın
Sendin meleklerin eşi Söndü gönlümün güneşi Yüreğime kor ateşi Kata kata yorulmadın
İHLÂSÎ'yi boşa yakma İster isen iyi bakma Böldün beni lokma lokma Yuta yuta yorulmadın...>>
Yorulur Yorulur Yorulur İnsan
Mesafeler uzar yol uzaklaşır Yorulur yorulur yorulur insan Oğlun uzaklaşır kız uzaklaşır Darılır darılır darılır insan
Elin tutmaz gözün görmez sus derler Cennet koksan yine sana pis derler Söz söylesen konuşma sen kes derler Kırılır kırılır kırılır insan
Bir köşede melül melül büzülür Gençliğini düşündükçe üzülür Üzüldükçe gözünden yaş süzülür Vurulur vurulur vurulur insan
Günler acı verir geçer mi sene Kimi bunadı der kimi divane Kaç bin kez ölmeden beyaz kefene Sarılır sarılır sarılır insan
İhtiyarlık çöker dağ gibi başa Su gitmez boğazdan el varmaz aşa Ömür çürür gider bağlanır kışa Karılır karılır karılır insan
İHLÂSÎ söylemez dil uzaklaşır Musallada en son el uzaklaşır Koyarlar kabire kul uzaklaşır Sorulur sorulur sorulur insan...>>
Yuva Değişti
Karakışta kar yağmıyor bu ne hal Mevsimler değişti hava değişti Dağlarda çobanlar çalmıyor kaval Kurudu meralar ova değişti
Yazlar kışa döndü şaşırdı zaman Dolu düşer yumurtadan kocaman Mevsim can çekişir halimiz yaman Temiz hava yoktur deva değişti
Canlılar yok oldu insan şerleşti Her kötülük kafamıza yerleşti Kuşlar bile şimdi hep şehirleşti İmrenirdik kuşa yuva değişti
Havanın akımı sıcak esiyor Binalar yükseldi yeli kesiyor Pınarlar kurudu suyu kısıyor Pet şişe çıkınca kova değişti
İHLASÎ derdini anlattı ancak Yanmıyor sobalar tütmüyor ocak Pırıl pırıl kalaylıydı kap kacak Teflonlar çıkınca tava değişti...>>
Yükledin
Yalan dünya marifetin Geldin gittin gam yükledin Hani senin zarafetin Oldurmadan ham yükledin
Önün yoktur sonun yoktur Çekilmeyen derdin çoktur Dünya yalan ölüm haktır Şelek şelek tam yükledin
Bohçaladı çıkın çıkın Yüklediğin bunca yükün Dağdan daha büyük yekün Kervanıma cam yükledin
Kin değilse ya bu nedir Uğraştın bunca senedir Sitemlerim her günedir Acı verdin zam yükledin
Bilmem kaç kuruşa sattın Ben yandıkça odun attın Karıştırıp kora kattın Kızgın çölden sam yükledin
Türlü çiçek mevsimi var Ömrüme hep yağdırdı kar Ele güne sundun bahar Bana kuru çam yükledin
Duymadım ki murad alan Bütün vaatlerin yalan İHLÂSÎ'den ömür çalan Fani gibi nam yükledin...>>
Yükseğe Taşı
Boş durma emek ver gelecek için Gün be gün kendini yükseğe taşı Tasarla plan kur gelecek için Sen seni ilerlet yükseğe taşı
Cenge gir savaş yap iyi tut yeri Diz çökme eğilme sağlamsa geri Gıdım gıdım dahi olsa ileri An be an ilerle yükseğe taşı
İlimle âlimle yolda yola gir Çiçekte öz ile git de bala gir Taşırsan aşkını git bir kula gir Can diye ilerle yükseğe taşı
Pula aldanıp da bozma özünü Özünde doğruysan çekme sözünü Er isen er kişi kırpma gözünü Sen sende ilerle yükseğe taşı
Dar sahada büyük oyna oyunu Kurt yer imiş ayrı gezen koyunu BEKİR der aslını Türk’ün soyunu Ben deme ilerle yükseğe taşı...>>
Yüz Tuttum
Hayli zaman felek ile vuruştum Yavaş yavaş bükülmeye yüz tuttum Çok yükledi yüküm ile yarıştım Bu yarıştan çekilmeye yüz tuttum
Bir ok vurdu yüreğime sapladı Bütün derdi ortasında topladı Dermansızlık vücudumu kapladı Parça parça sökülmeye yüz tuttum
Pençesini bir vuruşta geçirdi Kim bilir kaç bin kez zehir içirdi Kanadım yok kuş ederek uçurdu Tüy teleğim dökülmeye yüz tuttum
Her mevsimi hazan etti kış etti Günlerimi gözlerimde yaş etti Benim ile cenge girip baş etti Tepe taklak dikilmeye yüz tuttum
Otuzunda ak düşürdü saçıma Gam kasavet çöktü çoktan içime İHLÂSÎ'yim hazırlandım göçüme Diz üstüne çökülmeye yüz tuttum...>>
Yüze Vuracak
Kendi menzilinde yanmalı gerek Kerem o yaşını yüze vuracak Kemalet kalemi bir malı gerek Kudret güzelliğin yüze vuracak
Kulu incitmeyin beter öksüzlük Kalmadı hiç değer sardı köksüzlük Küçük deve çeker çölde löksüzlük Kement atıp o bir yüze vuracak
Kaşları mahkeme kendisi sanık Kerbela da kalmış gibiyim sanık Kaderden İHLASİ zaten usanık Kusurunu iki yüze vuracak...>>
Zaman Tüneli
Z alimlere dünya kalmıyor kalma z Z aman gelir geçer geçtiğin bilme z Z ulme alkış tutma tutan da gülme z Z enginlik insanda sevgidir ölme z
A nlarsan Hak’ta bir fakirle ağ a A hir tarlasında ateşten bağ a A lıcı döndürür kuru kabuğ a A nlamazsın nasıl çarptın o dağ a
M eyledip gönülde aşkı satalı m M ânasız yönlere ışık tutalı m M evki de makam da boştur atalı m M evla’yı yaşantı öze katalı m
A ğlamasın mor koyunlar kuzuy a A lmamalı kimse gemi azıy a A v avcıya kızar avcı tazıy a A hirinde kalem döker yazıy a
N ehir gibi coşkun bulanıp aka n N e güzel bir gönle dolanıp aka n N e varsa baktığna gül baka n N adide yürekli o engin inşa n
T edbirli olmalı yaşarken haya t T akatin kesilir senin de hey ha t T atlı canlar boşa olmasın baya t T utma mezalimi kaldır çöpe a t
Ü mitler yeşersin açsın dağ gül ü Ü zerinde dağın lale sümbül ü Ü şümesin yürek olmasın öl ü Ü stünde şakısın güle bülbül ü
N ice zalim geldi geçti bu handa n N eleri kaybetti tüm imtihanda n N efsi köle olur varlığa canda n N emrutlar, Karunlar göçmüş cihanda n
E mrine uymalı çok erken dem e E l açıp divanda girmeli cem e E mir hak oluyor cümle âdem e E zelin karşısı en son kadem e
L eyla Mecnun aşka olurken hama l L eyla mı Mecnun gördüğü cema l L ütfuyla o çölde bulduğu kema l L isanı Allah’tı çöl ise maha l
İ nsan yüreğinde saklı evren i İ stersen bulursun sen de veren i İ limle İHLASÎ sen de çevren i İ lelebet donat bitir devren i...>>
Zarardayım
Sandım ki her sabah kâr edermişim Zarardayım günü çalmış bilmedim Hâlbuki hırsızı yâr edermişim Zarardayım dünü çalmış bilmedim
Bire aldım bine sattım eksildim Servetime servet kattım eksildim Anlamadım nasıl battım eksildim Zarardayım hini çalmış bilmedim
Bitmez dedim kadim sandım burayı Kalp imiş parası boşmuş sarayı Seçtim amma bunca akı karayı Zarardayım bini çalmış bilmedim
Malı mülkü yığdım benim sanmıştım İHLÂSÎ aldanıp boşa kanmıştım Bir nefeslik ömre çok inanmıştım Zarardayım beni çalmış bilmedim...>>
Zevk Aldık
Batılı uzaya çadır kurarken Tosbağayla yarışmaktan zevk aldık Batılı Merih’te hayat ararken Boş işlerle uğraşmaktan zevk aldık
Sallamadık bir ağacı koymadık Yedik amma daha hala doymadık Türkmenleri Türk olarak saymadık Araplarla kırışmaktan zevk aldık
Karpuz gibi dilim dilim dileriz Çerkez, Gürcü, Laz Kürt diye böleriz Güney doğu elden gitti güleriz Seyrederek buruşmaktan zevk aldık
Düşüncesi kötü niyetleri pis Vatan prangalı milletse hapis Zirveden eteğe çökünce tüm sis Boz dumanla barışmaktan zevk aldık
İHLASÎ olana güldük oturduk Kekliği çantada bildik oturduk Kanunu yasayı sildik oturduk Türklük ile vuruşmaktan zevk aldık...>>
Zorlanmadıkça
Çaresizi zalim kişi ne anlar Zulmüyle dışlanıp horlanmadıkça Heyhat ki çaresiz yaşar insanlar Sevgiyle yüreği harlanmadıkça
Yiğit midir yâri varıp sevmeyen Var ise yetimi garip sevmeyen Hakk’ın verdiğini verip sevmeyen Kul mudur Hak için zârlanmadıkça
Açlık yokluk nedir bak tatmamışlar Terleyip ekmeğe iş katmamışlar Yorgansız yataksız hiç yatmamışlar Bir kıymet bilmezler zorlanmadıkça
Edep kapısıdır edip yüreği İnsan şerefiyle yapar gereği Anlamaz ki boşa giden süreyi Ders alıp hayattan arlanmadıkça
Asır yirmi birdir bozuldu zaman İHLÂSÎ fırsatçı vermiyor aman Hakkaniyet olmaz zayıfsa iman Paslı kalp imanla nurlanmadıkça...>>
Bu bölümde toplam 350 adet Ozan İhlasi şiiri bulunmaktadır.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
|